Psikiyatrist Prof. Dr. Tarhan: “Sorumluluk almak, insanın kendine yaptığı en büyük yatırımdır”
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sorumluluk alma kapasitesinin kişinin gücünü oluşturduğunu ve başarıya götürdüğünü belirtti.
Üsküdar Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre sorumluluk duygusu, “insanın hayata uyum sağlamasını sağlayan bir duygu” olarak tanımlanıyor. İnsanın küçük yaşlardan itibaren hayatta yaptığı seçimler, kişiliği oluşturan temel yapı taşlarından biri olarak öne çıkıyor.
Nevzat Tarhan, sorumluluğun çocuklara yürümeye başladıktan sonra kazandırılması gereken bir eğitim alanı olduğunu aktardı.
İnsanın yaşam yolunda aldığı sorumluluklarla doğru ya da ters yönde gidebileceğini belirten Tarhan, “İnsanın iki sorumluluğu vardır. Bunlar ilişkilerde sorumluluk ve sosyal sorumluluktur. Bu sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. İnsanın sorumluluk alma kapasitesi aynı zamanda o kişinin gücünü oluşturur.Transfer.Yüksek arabalar nasıl hızlı giderse, insanın sorumluluk alma kapasitesi de onu başarıya götürür.” terimleri kullandı.
Çocuklardaki sorumsuzluğun yanlış anne baba tutumlarından kaynaklandığını belirten Tarhan, “İki yaşına gelen bir çocuğun kendi kendine yemek yemeyi öğrenmesi onun sorumluluğundadır. Sorumluluk alan çocuk kendini değerli hisseder. Öz güveni gelişir ve çocuk Bu tarz hayata daha pozitif bakar, risk alabilir, kendi gemisinin kaptanı olur, bireyselleşir.Aksine sorumluluk almayan, sorumluluğu az olan bireyler hep şikayetçidir, her şeyi diğerinden beklerler. Farkında olmadan başkalarını kullanıyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
“Ana baba çocuğa sorumluluk verip şikayet etmiyor”
prof. Nevzat Tarhan, sorumsuzluğun büyük bir kısmının, anne-babaların çocuk küçükken yaptıkları yanlışlardan kaynaklandığını belirterek, şunları söyledi:
“Örneğin çocuk elini yıkayacak, anne ‘Sen yıkayamazsın, ben elini yıkayayım’ diyor, çocuğa gönül vermeli. Yemekten sonra sofrayı toplarken kendi tabağına sahip olmak Çocuk bu tür sorumluluklar verilerek yetiştirildiğinde sorumluluk duygusu gelişir.
Ebeveynler çocuğa sorumluluk yüklemez ve şikayet etmez; ‘Bu çocuk tembelleşti, hiçbir şey yapamıyor’ diyor. Ancak şikayet ettiğimiz şeylere farkında olmadan kendimiz sebep oluyoruz. ‘Aman üzülme, incinme’ gibi duygularla yufka bir yürekle hareket ederek çocuğa sorumluluk vermedikçe çocuğu tembelleştiririz ve o çocuk hayatta zorluklar yaşar. Küçük yaşta sorumluluklar küçük ama yaş ilerledikçe daha büyük bir sorun haline geliyor. Sorumluluk almayan bir çocuğun özgüveni düşüktür. Çünkü okuldaki diğer arkadaşlarının yaptığını o yapamıyor. Bunlar tavır, eğitim kusurları.”
“Mesleki sorumluluk, bireysel sorumluluk kadar önemlidir”
Psikiyatrist Tarhan, sorumluluk almamanın mesleki alanda da sorunlara yol açtığını belirtti. Sorumsuz bir insan konfor alanında kalıp hayatını rahat geçirebiliyorsa, bu tutum onu avantajlı kılıyorsa burada bir haksızlık var demektir. Mesleki sorumluluk, bireysel sorumluluk kadar değerlidir. Doğal sonucu yaşaması gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
Sorumsuz insanların iş odaklı olmadıklarını ve patronu mutlu etmeye çalıştıklarını vurgulayan Tarhan, sorumluluk duygusu olan ile olmayanı ayırt etmenin yöneticinin sağduyusu olduğunu ve sorumsuz kişinin yanına kalmaması gerektiğini kaydetti. BT.
“Lise çok geç”
prof. Nevzat Tarhan, liseli bir çocuğun “odası dağınık” diye şikayet etmesinin anlamsız olduğunu belirterek, “Artık çok geç. Çocuklar yürümeye başladıktan sonra ilk sorumluluk alacağı şey emin olmak olacak” dedi. dağınık da olsa yemeğini kendisinin yemesi.Evcil hayvan varsa ona yardım etmeyi öğretmek çok değerli.Anne-baba küçük yaşta odasını toplamalı, okul çantasını hazırlamalı ve sonrasında birlikte bir şeyler yapmalı. ona yaptırın ve gözlemci olarak orada olun.Çocuk güzel bir şey yaptığında anne-baba takdir ve övgü ile yaklaşırsa çocuk da bir şeyler yapmış olur.Babanın övmesi çocuklar için en büyük sembolik ödüldür ve ikram görmekten daha etkilidir. ” ifadeleri kullandı.
“Kişiliği değil çabayı övelim”
Çocuğun kişiliğinin değil, iyi halinin ve çabasının övülmesi gerektiğini vurgulayan Tarhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İyi davranışı övürsek çocuğun davranış kalıpları gelişir ve daha fazlasını yapmaya çalışır. Kişiliğini övürsek ‘Ben zaten değerli bir insanım’ der ve sorumluluktan kaçar. Bu nedenle yanlış davranışlarını eleştirelim kişiliğini eleştirmeyelim.Çocuğa örnek olmak da değerli.Bir ebeveyn Çocuk evdeki sorumlulukları paylaşırsa çocuk onu gözlemler.Çocuklar olandan çok daha çok hal ve davranışları model alırlar. Çeşitli fırsatlar verilmeli ve bu fırsatın sonucunda çocuğun seçimine saygı gösterilmelidir. Örneğin paylaşmak istemediği bir oyuncağı varsa anne baba çocuğun haklarına saygı göstermelidir. “Çocuğum, bu oyuncak sizindir. “Oyuncağınızı paylaşmama hakkınız var ama paylaşırsanız o arkadaşı mutlu etmiş olursunuz, o da size bir oyuncak daha verebilir.”
“Ağır disiplin teslim olmayı öğretir”
Psikiyatrist Tarhan, katı kuralları veya ağır disiplini olan ailelerde çocuğun sorumluluk almayı öğrendiğini ancak sorumluluk almamayı değil itaat etmeyi öğrendiğini belirtti. Bunun için yaptığı işin önemini anlamalı ve aklını başına getirmelidir. Çocuk ilişkilerle birlikte “Ben bunu bunun için yapıyorum. Yönetimlerde en sık karşılaştığımız şey dışsal motivasyondur. İnsanlara yaptırırsın zaten önlem almazlar. Bu tür insanları yönetmek çok zordur. Tembeller, tembeller mesela, iş kazalarının çoğu bu insanlar yüzünden oluyor. İşi ihmal ederler, yangın çıkar. Yolda çukur bırakırlar, trafik kazası olur. Bu yüzden bir kişinin hatasının sıfır ihtimalini düşünerek. mesleki sorumlulukla hareket etmelidir. İşyerinde kalite yönetiminde de en değerli şey, bireylerin sorumlulukları hakkındaki bilgilerin gerçeğe uygun hale getirilmesi ve ikincisi, bir takip sisteminin olmasıdır. Bunun için sürekli bir geri bildirim sistemi var.”
Ailede çocuğa doğru geribildirim vermenin önemi hakkında bilgi veren Tarhan, şöyle devam etti:
“Örneğin çocuğa masayı toplama görevi verdiniz ama çocuk yapmadı. Burada ‘Neden masayı toplamadınız, orada boş boş oturuyorsunuz, ben burada çalışıyorum’ demek yerine, Masayı toplarken bana yardım etmediğini gördüm, nedenini anlamak isterdim.Bak masayı toplarken, ‘Yorgunum, seninle oynamaya vakit bulamayabilirim’ derse. yorgun’ derse, çocuk yaptığı işin sonucunun kendisini de etkileyeceğini öğrenecek ve bu olumsuz sonuçla karşı karşıya kalacaktır. Ebeveynlerin çocuğa bu gibi durumları uygun bir dille hatırlatması değerlidir.”
“Sorumluluk almak, bir insanın kendine yaptığı en büyük yatırımdır”
prof. Nevzat Tarhan, sorumluluk duygusuna sahip insanların gittikleri her yere kolayca uyum sağladıklarını, kendileriyle daha barışık olduklarını ve sorumluluğu bir yük olarak görmediklerini belirtti. Hatalar maalesef doğu toplumlarında çok yaygın. Yani özeleştiri yapmak yerine kendini dış bir sebebe bağlamak, özeleştiri yapmak yerine karşıdakini suçlamak gibi bir özbilinç yaygın. Çocuklara kendi davranışlarının doğal sonucunu yaşama sorumluluğunu öğretmek daha değerlidir. Hiçbir şey yapmadıkları zaman doğal sonucu yaşasınlar. Bedelini hep anne babalar ödesin, bir şeyi kırın, bozun, oyuncağı kaybedin ama sonuçta oradaki küçük bir kayıp ileride daha büyük kayıpların önüne geçiyor.” ifadelerini kullandı.
Sorumluluk almanın külfetli ve zahmetli olduğunu ancak sonuçlarının güzel olduğunu belirten Tarhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bütün iş çocuğa ‘Seçme hakkım var, bu ailede değerliyim’ duygusunu aşılamak. Bu sorumluluğun en büyük özelliği marifet geliştirmek. Sorumluluk almak biraz ağır bir yük, zahmetli ama sonuç güzel.Mesela ekersin biçersin bu bir zahmet ama sıra ürüne gelince ürününü alırsın.Bütünsel çalışırsın notunu alırsın rahat edersin.Böyle şeyler var. Hayatta sorumluluklar bireysel gelişimde de öyledir.Bunun için mutlaka fırsatlar yaratılmalıdır.Bireye hakkını vereceğiz,seçme hakkı olan kişi gerçeklerle yüzleşecek ve sorumluluk alacaktır.Sorumluluk alacaktır” ve küçük başarılarla başarının tadını çıkarın. Sorumluluk alan ve küçük başarılarla yetinen bir çocuk, gelecekte daha büyük başarıların da sorumluluğunu alacaktır. Bu gibi durumlarda ‘annem babam arkamda’ demek de kıymetli.”